Yemekten sonra Elif’in göz kapakları ağırlaştı, kelimeleri birbirine karıştı. Arda endişeli bir maske takındı. “Yorgun görünüyorsun sevgilim, neden yatmıyorsun? Burayı ben toplarım,” dedi, sesindeki sahte şefkat, içindeki hain heyecanı gizliyordu. Elif mırıldanarak başını salladı ve ağır adımlarla yukarı çıktı. Arda, onun uyuduğundan emin olunca kalbi göğsünde küt küt atarak evden sessizce sıvıştı. Korkudan değil, Zeynep’le buluşmanın verdiği o ateşli heyecandan. Zeynep’in evine doğru yola koyuldu; yasak aşkın ateşi, suçluluk izlerini gölgede bırakıyordu. Saatler su gibi akıp geçti, gece koyulaştıkça bir aciliyet hissi sardı onu. Şafak sökmeden, Elif uyanmadan dönmeliydi.Arabasını garaja parkedip eve vardığında, evin etrafındaki tuhaf sessizlik dikkatini çekti. Hava ağır, neredeyse boğucuydu. Bunu kendi paranoyasına yorup, sessizce arka kapıdan içeri süzüldü. Ama oturma odasına adım atar atmaz kanı damarlarında dondu.Orada, loş gece lambasının ışığında, Elif kanepede dimdik oturuyordu, gözleri ona mıhlanmış, kocaman ve kırpmadan bakıyordu. Ama Arda’yı asıl sarsan, onun varlığı değil, geçirdiği değişimdi. Bir zamanlar simsiyah olan saçları bembeyazdı, her daim neşeli yüzü ise kül gibi solgun, ürkütücü bir sakinlikle donmuştu.“Elif…” diye fısıldadı Arda, sesi kendi kalp atışlarının gölgesinde kayboluyordu.Elif başını hafifçe eğdi, dudaklarında belirsiz bir gülümseme belirdi. “Her şeyi gördüm, Arda,” dedi, sesinde tüyler ürpertici bir huzur vardı. “Beni uyuttuğunu sanırken, ben uyanıyordum.” Arda sendeleyerek geri çekildi, oda etrafında dönüyordu. “Nasıl…?”“Haplar,” dedi Elif, yavaşça doğrularak, “beni senin istediğin gibi etkilemedi. Aksine, içimde derin bir şeyi uyandırdı.” Gözleri sanki başka bir dünyadan gelen bir ışıkla parlıyordu. Arda, karşısında duranın artık bıraktığı kadın olmadığını dehşetle fark etti.Kapıya doğru hamle yaptı, ama Elif ondan hızlıydı. Bir anda karşısında belirdi, hem uhrevi hem tehditkâr. “Bana ihanet edip yara almadan kurtulabileceğini mi sandın?” Sesi bir fısıltıydı, ama odayı dolduruyor, fiziksel varlığının ötesinde bir güçle yankılanıyordu.Arda’nın zihni çaresizce bir çıkış yolu aradı, ama nafile. O an, karşısındaki kadının artık bu dünyanın kurallarına bağlı olmadığını anladı. Neye dönüşmüşse, bu onun aklının alamayacağı bir şeydi. Şafağın ilk ışıkları perdelerden süzülürken, Arda kendi ihanetleriyle inşa ettiği bir tuzağa düştüğünü fark etti. Bir zamanlar yuva olan ev, şimdi onun kendi elleriyle ördüğü bir zindana dönüşmüştü. Ama bu sadece başlangıçtı; Elif’in uyanışı, Arda’nın hayal bile edemeyeceği bir kâbusun habercisiydi.
