Konuşmasına fırsat vermeden derin bir nefes aldım ve kayınvalideme döndüm. “Kocamın annesi olarak sana saygı duydum ve istediğin gibi bir gelin olmaya çalıştım,” diye başladım, sesim kararlı ve netti. “Ama üzerime soğuk su dökmek sadece saygısızlık değil, aynı zamanda zalimlikti. Tıpkı senin gibi ben de saygı ve onurla muamele görmeyi hak ediyorum.”
Bir an için havada ağır bir sessizlik oldu, sanki duvarlar nefesini tutuyordu. Kaynanamın ifadesi değişti, yüzünde şaşkınlık ifadesi belirdi, sanki sözlerim beklemediği bir teli titretmişti.
“Oğlunuzu tüm kalbimle seviyorum ve birlikte bir hayat kuruyoruz. Umarım hem onun hem de bizim için barış içinde bir arada yaşamanın bir yolunu bulabiliriz.” diye devam ettim.
Kocam sonunda sesini buldu ve devam eden mücadelemde ilk kez yanımda yer aldı. “Anne, yeter artık. İkimiz de seni seviyoruz ama evliliğimize saygı duymanı istiyoruz.”
Kaynanam beklenmedik olaylarla boğuşurken odada bir gerginlik, elle tutulur bir değişim vardı. Tepkisi hemen gelmedi, ama sessizliği iç gözlemini ima ediyordu; belki, sadece belki, değişimin mümkün olduğuna dair bir umut ışığıydı.
Kocamın desteğiyle orada dururken, sabahın soğukluğunu eriten bir sıcaklığın içime yayıldığını hissettim. Bu, umudun, gücün ve sevginin en soğuk engelleri bile aşabileceğine olan inancın sıcaklığıydı.
