Kocam uyurken sırtında barkod şeklinde garip bir dövme fark ettim: Kodu taradım ve neredeyse bayılıyordum

Bir akşam kocam eve çok geç geldi. Tek kelime etmeden hemen duş aldı ve neredeyse hemen uykuya daldı. Uyanık bir şekilde yanına uzanmıştım ki, aniden fark ettim: Yüzüstü dönmüştü. Ve orada, boynunun dibinde yeni bir dövme gördüm. Bir barkod. Cildinde siyah çizgiler.
Donakaldım. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki uyanacağını sandım. Neden dövme yaptırmıştı ve neden bana söylememişti? Anlamı neydi?
Tenine kazınmış o siyah çizgilere bakakaldım, bunun gerçekten kocam olduğuna inanamadım. Nefesi sakin, gözleri kapalı, yüzü dingindi – ama artık biliyordum: Benden korkunç bir sır saklıyordu.
Karşıma, kasvetli bir logo ve “Klanın malı” yazısıyla kapalı bir internet sitesi açıldı.
Telefonumu neredeyse düşürüyordum. Hangi klan? Hangi mülk?
Ertesi sabah artık dayanamadım. Uyandığında sessizce yanına oturdum, gömleğini ellerimle tuttum. Anladığımı hemen anladı. Birkaç saniye bana baktı ve gözlerinde daha önce hiç görmediğim bir şey parladı: korku.
— Sana söylemeliydim, — diye başladı sessizce. — Ama seni kaybedeceğimi biliyordum.
Sözünü kesmeden dinledim.
Meğer her şey birkaç ay önce başlamış. Tam da ona bebekten bahsettiğim anda. Normal bir işin bize yetmeyeceğinden korkuyormuş. Sonra eski bir tanıdığı ona hızlı para teklif etti; tanınmayan insanlar için “ek iş”.
İlk başta küçük işlerdi: teslimatlar, toplantılar, paket taşımalar. Ama bir gün ona bir seçenek sunuldu: ya “onlardan biri” olacaktı ya da… ortadan kaybolacaktı.
Dövme sıradan bir işaret değildi. Bir damgaydı. Artık çeteye ait olduğunun bir işaretiydi. Barkod, onların sembolüydü: Her çizgi, bir adamın ailesi için ödemeye razı olduğu bir bedel gibiydi.
— Senin için yaptım, — dedi gözlerimin içine bakarak ve o sözleri söylemenin onun için ne kadar zor olduğunu görebiliyordum. — Bizim için. Ama artık çıkış yolu yok. Seni bırakmıyorlar.
Nefesim kesildi. Çığlık atmak, onu suçlamak istedim ama o an içimde iki duygu savaştı: dehşet ve acıma. Kocam, gelecekteki ailemiz için çaresizlik içinde özgürlüğünü satmıştı. Ve sonra anladım: İkimiz de kapana kısılmıştık. Onun markası benim de markam olmuştu.
devamı sonraki sayfada….

Sayfalar: 1 2